GirdaptakiÇiçek isimli şiir kitabının yazarı Ahmet Sandal, Sezai Karakoç?a soruyor nedenKahramanmaraş?dan bu kadar çok şair çıkıyor diye. Ve üstad diyor ki ?Kahramanmaraş?taedebiyat çevresi her zaman varolmuştur. Bu edebiyat çevresi etrafındakiinsanları etkilemektedir ve kendisine çekmektedir.? Maraş gibi küçük birAnadolu şehrinde bu kadar çok yazar ve şair çıkmasının sebepleri kendisinesorulan Rasim Özdenören de Dört Mevsim Maraş dergisinde şöyle yazar: ?BirMaraşlı olarak zaman zaman karşılaştığım bir soru var: Nasıl oluyor dadiyorlar, Maraş gibi küçücük bir kentten bu kadar çok ad bir anda ortayaçıkabiliyor? Maraş?ın esas itibariyle dışa kapalı bir coğrafyada konumlandığınısöylemiştim. Dışarıya doğru açılmayı ve genişlemeyi düşünmeyen Maraşlı, içe vekendine doğru derinleşmede mesafeler kat etmiştir.?
Maraş,edebiyat dünyasına nice isimler hediye etmiş bir şehirdir. Kahramanmaraşdenildiğinde şair, şair denildiğinde Kahramanmaraş anlaşılıyor.Kahramanmaraş?da akan bir dere misali ilerliyor şiir dünyası ve yan kollarda budereye can vermekte, heyecan katmakta ve onu daha da çoşturmaktadır.
Bununen bilinen örneği, her ne kadar Maraş?ta doğmasa da her fırsatta Maraşlıolmakla övünen Necip Fazıl gelmektedir. Dedesi Kısakürekzade Mehmet HilmiEfendi?den dinledikleri; taşıyla toprağıyla, şehrin ruhani atmosferiyle içineişler. Bu konuda şöyle der Necip Fazıl: ?Maraşlılar, Memleketinizde doğmadım.Fakat babadan oğula, oranın eski bir familyasından geliyorum. Kendimi yüzde yüzMaraşlı sayabilirim. Maraş?a ekleyebilecek hiçbir şerefim yok. Fakat Maraşlıolmaktan gelen bir şeref taşıyorum. Bu şerefi, içimde rast gele bir duygudeğil, sistemli bir gurur hâlinde besledim. Sultanlık günlerinde, sultanınverdiği en büyük rütbelerden birini taşıyan büyükbabam her fırsatta şöylederdi: ?Büyükbabanın memuriyeti ve mevkii ile iftihar etmeyeceksin, ancak onuniçinden geldiği yer ve o yerdeki itibar derecesiyle övüneceksin.? Ve büyükbabambana, gözleri derin bir daüssıla çukuruna kaçmış, Maraş?ı, Maraşlıyı, Maraş?ıntaşını, toprağını, bağını, bahçesini, suyunu, havasını anlatır dururdu.Çocukluk günlerinden beri, masalını dinlediğim; aslan, yiğit yatağı vedestanlar memleketi Maraş meğer bir rüya âlemini yeryüzüne kabul ve tasdikettirecek o yermiş.?
NuriPakdil şehri nasıl algıladığını şu kelimelerle ifade eder: ?Küçük bir ırmakköprüsüne yaklaşırken, kentin kutsal bekçisi gibi, kentin inanç simgesi gibi,tepedeki mezar size el eder: Malik Ejder. Derlenip toparlanıp saygınızısunarsınız. Bu ırmak, her gece kenti yıkar. Kentin, yıkanmış olarak ayınkoynuna girme töreni sık sık yinelenir. İnsan ruhundaki dinginlikle kentimizindinginliği uyumludur. Arada sırada baş kaldırır, sonra yeniden başını içineçeker. Şimdi hüzünlü dönemini yaşamaktadır. Kent size doğru yürür, siz kentedoğru yürürsünüz. Ölülerinizle dirilerinizle birer birer karşılaşırsınız. Gecegecedir ya, bir gündüze dönüşür, ölülerinizin anıları içinizde, deprem gibisarsılır bir yeriniz. Bu sarsıntılardan yaşama sevinci doğar kentin ortasında.Gülerek caddeleri, sokakları geçersiniz. Bir ev büyür anılarımda. Kutsal kitabıaçıp ilk sayfasından ilk satırı okuduğum ev. Eski evimiz. Doğduğum ev.? İste buatmosferde aslında Kahramanmaraş?ın şiir deresini anlamak için çok güzel birörnek sunmaktadır bizlere. Şehrin sahip olduğu bu ruh orada doğan ya da yoludüşen yahut ataları bu şehirde yaşamış kişileri derinden etkilemiş olması şüphegötürmez bir gerçektir.
Maraş?dakibu şiir deresini anlamak için 1950 lerin liselerine bakmak bize bir ipucuverecektir. O dönemde Nuri pakdil kendini ifade edebilme yolu olarak dergiyiseçer. O yıllarda Hamle adında bir dergi çıkarır. Ve çevresinde Erdem Bayazıt,Cahit Zarifoğlu, Rasim Özdenören, Akif İnan, Alaaddin Özdenören gibi istikbalingüçlü kalemleri vardır. Lise yılları birlikte geçmiştir. Nuri Pakdil, birağabey konumundadır. Maraş?ın en meşhur caddesinde -Trabzon Caddesi- kol kolagezerler. Özellikle Erdem Bayazıt ve Cahit Zarifoğlu, birbirlerine şiirlerokur.
Edebiyatailgi arttıkça yeni yeni dergiler de edebiyat dünyasına kazandırılmaktadır bugelecek vaadeden güçlü kalemlerden. Nuri Pakdil?in Hamle?sinden sonra CahitZarifoğlu?nun Açı?sı, Kamil Aydoğan, Duran Boz ve Mehmet Nalbantoğlu?nun birlikteçıkardıkları Kelam Dergisi, Feramuz Aydoğan ve Nedim Ali Zengin?in birlikteçıkardıkları Esra Yazıları, daha sonra Andırın?da Nedim Ali Zengin?in tekbaşına çıkardığı İkindi Yazıları, Bahattin Karakoç?un Dolunay Dergisi, AbdullahYılmaz ve arkadaşlarının çıkardığı Kırkbaşak Dergisi ve daha niceleri Maraş?taedebiyata verilen önemi gözler önüne sermektedir.
ÜstadSezai Karakoç, Kahramanmaraş için ?çocuk yüreğimin ateş aldığı yer? ifadesinikullanır. Üstad Sezai Karakoç?un memleketimizden aldığı ?o ateş, o meşale?halen yanıyor ve edebiyat dünyasını aydınlatıyor.
Kahramanmaraşşiir yatağıdır, bu bir hakikat, önümüzde duruyor. Bunun nedenine baktığımızda,memleketin özünde öylece duran cevherdir diyebiliriz. Üstad Sezai Karakoç?un dadediği gibi edebiyata olan ilgi ve alaka bunun en temel gelişim taşlarından birtanesi.Şehrin içe kapanık olması onu kendi kabuğuna çekip hayal dünyasınadaldırmış olmasını da nedenlerden bir tanesi olarak gösterebiliriz. Biz buradaMaraş nasıl bu kadar zengin bir şiirhavzasına sahip olabiliyor diye sorgularken ortaya konan o eserleri okumak vefaydalanmaktan da geri durmamak gerekiyor. Allah?ın izni ile bu şiir havzasıhiç kurumaz ve biz de duygu ve düşünce dünyamıza bu anahtar kişilerle girebilirve orada özümüze ulaşabiliriz inşallah.
AlpaslanOĞUZ
MarmaraÜniversitesi
SiyasetBilimi ve Uluslar arası İlişkiler
2.sınıföğrencisi